Periodontoloji, diş eti çevresindeki sert ve yumuşak dokuların tıbbi ve mikroskobik özelliklerini değerlendiren, bu dokuları etkileyen bozuklukları teşhis eden, tedavi eden ve sonrasında sağlığını koruyan bir diş hekimliği dalıdır.

Yaygın olarak görülen, başlangıç ​​evresindeki diş eti iltihabına gingivit adı verilir. Halk arasında periodontolojinin daha çok bilinen tarafı budur.

Periodontal hastalıkların başlıca belirtileri şunlardır: Dişeti kanaması; kırmızı renkte, şişkin ve hassas durumdaki diş eti; dişlerden kolayca ayrılabilen yumuşamış dişeti; dişler ve diş eti arasında inflamatuar salınım; sallanan ve giderek birbirinden uzaklaşan dişler; kronik kötü nefes.

Periodontoloji Nedir ?

"Periodontoloji" kelimesi Yunanca "çevre" anlamına gelen "peri-", "diş" anlamına gelen "odonto" ve "bilim" anlamına gelen "logos" kelimelerinin bir araya gelmesi sonucu üretilmiştir. Bu üç kelime birlikte dişleri çevreleyen dokuların çalışmasına da atıfta bulunur.

Periodontal Hastalıkların Belirtileri ve Nedenleri

Periodontal hastalıkların iyileştirilmiş bir ağız hijyeni ve tecrübeli bir diş hekiminin klavuzluğunda giderilebilmesi mümkündür. Rutin ağız bakımının yanı sıra, hastanın muzdarip olduğu diş eti hastalığının ciddiyetine bağlı olarak kök kanalının temizlenmesi ve düzleştirilmesi önerilebilir.

Periodontal hastalıklara neden olan başlıca faktörler aşağıda sıralanmıştır:

• Sigara ve Tütün Kullanımı

İnsanların sağlığı üzerindeki tüm olumsuz etkilerine ek olarak, sigara içmek periodontal hastalık riskini de arttırmaktadır. Yapılan çalışmalara göre, sigara ve tütün mamullerinin kullanımı periodontal bir hastalığın başlangıcı ve ilerlemesi için önemli bir risk faktörü sayılmaktadır. Sigara içenlerde ayrıca içmeyenlere göre daha fazla plak oluşumuna, daha derin diş eti ceplerine, daha fazla kemik ve doku kaybına rastlanmaktadır.

Ayrıca, sigaranın kimyasal bileşenleri ve yanma reaksiyonunun etkisi diş eti iltihabının gösterdiği semptomları maskelemektedir. Enfekte olmuş dişetinin kanama yapmaması nedeniyle, hasta sıklıkla periodontal bir hastalığın varlığından ve ilgili diğer sorunlardan habersiz yaşantısını sürdürür.

• Diyabet

Diyabet, insülin hormonunun yokluğu, yetersizliği veya etkisizliği nedeniyle hiperglisemik problemler oluşturan bir durumdur. Diyabetli kişilerde en yaygın değişiklik, tükürüğün akış hızında veya üretim miktarında önemli bir değişiklik olmamasıdır. Kontrolsüz şeker hastalarının papillalarında kuruluk, yanma ve tat duyusu kaybı gelişebilir.

• Adet, Ergenlik ve Klimakterik

Vücudun diğer bölgelerinde de görüldüğü gibi, dişeti dokuları da bu özel dönemlerde hormonlardaki değişikliklerden etkilenir, çünkü steroid hormonların hedeflediği yerlerden biridir. Bu zamanlarda bakteri plağını azaltmak için, her gün özenle fırçalamak ve diş ipi kullanmak son derecede önemlidir.

• Sistemik Hastalıklar

Diyabet ve bağışıklık sistemi hastalıkları gibi belirli sistemik rahatsızlıklar, periodontitisin şiddetini ve tedaviye yanıtı etkiler.

Bunun yanında lösemi ve AIDS gibi vücudun bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar diş eti problemlerini tetikleyebilir. Dişeti hastalıkları, bağışıklığı baskılanmış kişilerde tipik olarak çok daha şiddetlidir ve bu nedenle kontrol edilmesi daha zordur.

• Periodontal Hastalıkların Tedavileri

Periodontal hastalıkların tedavileri temel olarak cerrahi ve cerrahi olmayan şeklinde iki sınıfa ayrılabilir. Cerrahi seçenekler aşağıda listelenmiştir.

• "Cep küçültme" Ameliyatı: Periodontist, diş eti dokusunun bir kısmının alınabilmesi için diş etinde mikroskobik kesiler oluşturur. Bu sayede kökleri daha verimli ölçeklendirme ve kök düzleştirme için ortaya çıkarır. Periodontitisin sıklıkla kemik kaybına neden olması nedeniyle, diş eti dokusu yeniden dikilmeden önce destekleyici kemik yeniden şekillendirilebilir. İyi durumdaki diş eti dokusunu korumak daha kolaydır.
• Kemik Grefti: Diş kökü çevresindeki kemik periodontitis nedeniyle hasar gördüğünde bu ameliyat yapılır. Nakil, hastanın kendi kemiğinin, sentetik malzemenin veya bağışlanan kemiğin küçük parçalarından oluşabilir. Kemik nakli, dişi stabilize ederek diş kaybını önler. Ayrıca doğal kemiğin yeniden yapılanmasını kolaylaştırır.
• Yumuşak Doku Greftleri: Diş eti dokusu yaralandığında diş eti çizgisi geri çekilir. Hastanın yaralı yumuşak dokusunun bir kısmının restore edilmesi gerekebilir. Bu işlem, daha fazla diş eti kaybını önlemeye, açıkta kalan diş köklerini gizlemeye ve ağız estetiğini iyileştirmeye yardımcı olabilir.
• Doku Rejenerasyonu: Bakteriler tarafından zarar görmüş kemiğin onarılmasını sağlar. Diş hekimi, diş ve kemik arasına biyouyumlu bir malzeme yerleştirir. İstenmeyen dokunun iyileşme bölgesine ulaşmasını engelleyerek kemiğin yeniden büyümesini sağlar.